Radyasyon,
sürekli gündeme gelen fakat yeterince üzerinde durulmayan bir konu olarak
gözükmektedir. İnsanlar ‘Radyasyon nedir?’ sorusuna yeterince net bir cevap
verememektedir. Radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkileri göz önüne
alındığında, bu konuda toplumun daha çok bilinçli hareket etmesi gerektiğini
düşünüyorum. Yazının devamında, bu bilinci sağlamak adına doyurucu bilgiler
vermeyi hedefliyorum.
1895
yılında Wilhelm Conrad Röntgen tarafından X-ışınlarının bulunması akabinde 1896
yılında Antoine Henri Becquerel tarafından radyoaktivite keşfedilmiştir. 1902
yılında ise Pierre ve Marie Curie tarafından radyumun keşfini takiben,
radyasyon kaynakları; tıpta, sanayide, tarım ve araştırmada her geçen gün daha
da hızlanarak kullanılmaktadır.
Herhangi
bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre fazlalık
gösteriyorsa bu maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki
nötronlar dönüşerek β- (negatron)
yayarlar. Eğer protonlar, nötronlardan fazla ise protonlar dönüşerek β+ (positron) yayarlar. Atom
çekirdeğinden ayrılan nötronlar ve protonlar kararlı olmayan atom çekirdeği Gama (γ) ışını yayar. Ağır çekirdekler Alfa(α) ışını yayabilir veya füzyon
reaksiyona maruz kalabilirler. Bu tepkimelere maruz kalarak parçalanan
maddelere ‘radyoaktif madde’, çevreye yayılan Alfa, Beta ve Gama gibi ışınların oluşturduğu etkiye
ise ‘radyasyon’ adı verilmektedir.
Radyoaktif kirleticiler insan, hayvan ve bitki
sağlığında zarar verici etkiler oluşturarak ekolojik dengeyi de bozmaktadırlar.
Nitekim bu radyoaktif kirleticilerin yaymış oldukları ışınlar, insan gözünün
fark edemeyeceği dalga boylarındadır ve çoğu insan bu zararlı etkilerin altında
olduğunun bile farkında değildir. Ne yazıktır ki bu etkilerin farkına ancak kalıcı
hastalıklar baş göstermeye başladığında varabiliyoruz. Bu da çoğu zaman kanser
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Radyasyonun etkisi; cins, yaş ve organlara göre
değişmektedir. İnsanlarda en çok etkilenen organ olarak ‘göz’ gösterilebilir.
Görme zayıflığı, katarakt ve göz uyumunun yavaşlaması bu etkilerin gözlerimiz
üzerinde bıraktığı olumsuzluklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Radyasyonun
insan sağlığındaki diğer kötü etkileri ise şunlardır; mide bulantısı, yorgunluk, kusma,
ishal, saç dökülmesi, kan kaybı, ağız ve boğazda yaralar, iltihaplar ve enerji
kaybı olarak sıralanabilir.
ABD Çevre Koruma Kurumuna göre milisievert
birimiyle (radyasyonun birimi) farklı radyasyon seviyeleri ve bunun insan
sağlığı üzerinde muhtemel etkileri şöyledir:
50-100
milisievert : Kanın kimyasını bozuyor.
500 milisievert : Saatler içinde bulantıya yol açıyor.
700 milisievert : Kusma.
750 milisievert : 2-3 hafta içinde saç dökülmesi.
900 milisievert : İshal.
1000 milisievert : Kanama.
4000 milisievert : Tedavi uygulanmadıysa 2 ay içinde muhtemel ölüm.
10000 milisievert : Bağırsaklarda tahribat, iç kanama, 1-2 hafta
içinde ölüm.
Günlük
hayatta zorunlu olarak maruz kaldığımız radyasyon seviyelerinden bazılarını
aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1. Genel olarak bir insan bir yılda hava ve
topraktan 1-10 milisievert radyasyon alıyor.
2. Uçuş rotasına göre 40 bin feet yükseklikteki
bir uçuş saatte 3-9 milisievert radyasyona yol açıyor.
3. Bir diş röntgeni 10 milisieverte denk
gelmektedir.
4. Tüm vücudun bilgisayarlı tomografisi 20-30
milisievert, tek bir organ tomografisi 10 milisievertten az
radyasyon alıyor.
KAYNAKLAR
Exposure of the Pragnant Patient to Diagnostic
Radiation A Guide to Medical Management Second Edtion, by Louis K
Wagner, Richard G. Lester and Luis R. Saldana, 1997, Medical Physics
Publishing, madison, Wisconsin
ABD
Çevre Koruma Kurumu
.png)
By
18:20

0 yorum